Gümüşhane'nin kırsal bir köyünde, herkesin örnek alması gereken bir hikaye yazıldı. Emekli bir imam olan 62 yaşındaki Hüsamettin Keleş, doğayı koruma ve ağaçlandırma isteğiyle köyüne 50 bin ağaç dikti. Bu proje, sadece çevresel bir dönüşüm sağlamakla kalmadı, aynı zamanda köy halkının da doğaya olan sevgisini artırdı. Hüsamettin Keleş’in bu girişimi, yerel halktan büyük takdir topladı ve genç nesillere ilham kaynağı oldu. Çevre bilinci oluşturma ve doğayı koruma konusunda gösterdiği bu çaba, Gümüşhane'deki diğer köylere de örnek oldu. İşte Hüsamettin Keleş’in etkileyici hikayesi.
Hüsamettin Keleş, emekliliği sonrası zamanını daha verimli kullanma arzusu ile ağaçlandırma projesini hayata geçirmeye karar verdi. İlk olarak, kendi bahçesinde başlayan bu sevgi dolu yolculuk, kısa süre içinde köyün dışına taşarak büyük bir kampanyaya dönüştü. Keleş, yalnızca kendi imkânları ile bu projeyi gerçekleştirdi. Mali destek arayışına girmek yerine, ağaç fidanlarını temin etmek için yerel fidanlıklardan şartlı alımlar yaparak, yöredeki düşük bütçeli fidanlardan faydalandı. Bu yaklaşımı, köy halkının da katılımıyla birlikte, hem sosyal dayanışma sağladı hem de toplumsal birlikteliği pekiştirdi.
Fidanlar, kayın, çam, meşe gibi yerel türlerden oluşuyordu ve köydeki iklim koşullarına en uygun olanlarının seçilmesi de büyük bir titizlikle yapıldı. Proje, sadece ağaç dikmekle kalmayıp, aynı zamanda köydeki ekosistemi koruma ve geliştirme hedefi taşıyordu. Hüsamettin Keleş, köy halkıyla birlikte düzenlediği etkinliklerle, ağaç dikmenin önemini anlatarak, insanları doğaya karşı daha duyarlı hale getirmeyi başardı. “Her ağaç, bir nefes. Her nefes ise geleceğimiz için çok kıymetli.” diyerek projeye bir anlam yükledi.
Keleş’in projesi sonrası köy adeta bir yeşil cennete dönüştü. İlk yılında yaklaşık 15 bin fidan dikilmişken, her yıl düzenli olarak devam eden etkinliklerle bu sayı hızla arttı. Projenin etkisi sadece yeşil alanların artmasıyla sınırlı kalmadı. Köy halkı, ağaçların yalnızca doğanın dengesini sağlamakla kalmadığını, ayrıca ekonomik gelir sağladığını da fark etti. Fidanlar büyüdükçe, köylülerin de bu alanlardan elde edeceği yararları göz önüne serildi. Ağaçlardan elde edilen meyve ve odun, köyde yeni bir ekosistem oluşturarak, tarımsal faaliyetlerin de canlanmasına zemin hazırladı.
Emekli imam, köylülerle birlikte düzenlediği bilgilendirme toplantılarında, ekosistem ve çevre bilinci konularında bilgilendirmelerde bulunarak, genç neslin çevreye duyarlı bireyler olarak yetişmesini sağladı. Çocuklar ile beraber ağaç dikme etkinlikleri gerçekleştirerek, ağaç sevgisini aşılamayı hedefledi. Her dikilen fidan, onların geleceği için bir umut sembolü oldu. Artık köyde özgü bir ‘ağaç günü’ kutlanıyor ve bu günlerde herkes bir araya gelerek fidanlar dikiyor.
Sonuç olarak, Hüsamettin Keleş’in köyüne diktiği 50 bin ağaç yalnızca fiziksel bir değişim yaratmakla kalmadı, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün de öncüsü oldu. Onun azmi ve kararlılığı, Gümüşhane'deki diğer köyler için de ilham kaynağı oldu. Bu kıymetli proje, çevresel bilincin artırılması ve ağaçlandırmanın teşvik edilmesine yönelik bir örnek teşkil etmekte. İmamın hikâyesi, doğa ile iç içe bir hayat sürdüren her bireyin, kendi imkanlarıyla nasıl büyük katkılar sağlayabileceğini gösteriyor. Gümüşhane’nin bu yeşil projesi, gelecekte daha birçok bireye ilham verebilir ve toplumlar için yeni bir ağaçlandırma seferberliğinin fitilini ateşleyebilir.