Son dönemde dünya gündemindeki çatışmaların merkezine oturan Husiler, yaptığı cesur eylemlerle dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Son olarak, Yemen merkezli Husi milisleri, İsrail’in en önemli ulaşım noktalarından olan Ben Gurion Havalimanı’na füze saldırısı gerçekleştirdi. Bu olay, sadece bölge güvenliğini tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda uluslararası politikadaki dengeleri de sarsma potansiyeline sahip bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Olayın meydana geldiği gün, sabah saatlerinde Husiler’in fırlattığı füzeler, İsrail radar sistemleri tarafından tespit edildi. Ancak, bu füzelerin ne kadar etkili olduğu ve olay anında hava savunma sistemlerinin nasıl bir tepki verdiği, uzmanlar arasında tartışmalara yol açtı. Ben Gurion Havalimanı, dünya genelinden gelen uçuşların toplandığı önemli bir merkez olduğu için, bu tür bir saldırı, yalnızca İsrail değil, dünya genelindeki uluslararası hava trafiğini de tehlikeye atmaktadır.
Husilerin bu saldırıyı hangi motive ile gerçekleştirdiği henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da, İran’ın Husi milislerini desteklediği düşünülüyor. İran, Husilere silah ve askeri eğitim sağlarken, bu tür eylemler aracılığıyla İsrail'e karşı bir psikolojik savaş yürüttüğü iddia ediliyor. Saldırının hemen ardından İsrail ordusu, Husi hedeflerini vurmak amacıyla Yemen'de operasyon başlatma konusunu gündeme getirdi. Bu, İran ve İsrail arasındaki gerilimi daha da tırmandırabilir.
Husilerin Bu saldırısına yönelik uluslararası tepkiler, dünya genelindeki pek çok ülkenin dikkatini çekti. Birçok ülke, saldırıyı kınayarak, İsrail’in ulusal güvenliğine olan desteğini yineledi. Özellikle ABD, bu eylemin kabul edilemez olduğunu belirtirken, Avrupa Birliği de durumun ciddiyetine dikkat çekmek adına acil bir toplantı düzenlemeye çağrıda bulundu.
Ancak, konuyla ilgili değerlendirmeler sadece askeri boyutla sınırlı değil. Bu saldırı, Orta Doğu’daki denge siyaseti açısından kritik bir eşik olabilir. Husilerin böyle bir saldırı düzenlemesi, diğer radikal gruplara da cesaret verebilir. Önümüzdeki günlerde, bu tür saldırıların devam etmesi durumunda, farklı grupların da benzer eylemler düzenlemesi riski ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra, bu olayın barış görüşmelerine de engel olacağı düşünülüyor. Zira, uzun süredir devam eden barış müzakereleri, bu tür aksiyonların ardından büyük bir darbe alabilir.
Husi milislerinin böyle bir girişimde bulunması, sınır ötesi çatışmaların yeniden başlaması anlamına gelebilir. Aynı zamanda, Ortadoğu’daki diğer ülkelerin, bu tür eylemlere karşı nasıl bir strateji geliştireceği de büyük bir merak konusu. Gelecek dönemde, uluslararası güçlerin bu saldırıya vereceği yanıt, bölgedeki dengeleri önemli ölçüde değiştirebilir.
Sonuç olarak, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na düzenlediği füze saldırısı, sadece İsrail üzerinde değil, dünya genelindeki uluslararası ilişkilerde de derin etkilere yol açabilecek bir olay olarak kayda geçiyor. Ortadoğu'da gerginliğin artacağına dair sinyaller verirken, bu durumun gelecekte nereye evrileceği konusunda herkes tedirgin bir bekleyiş içinde. Çok sayıda insanın yaşadığı bu bölgedeki istikrar, bu tür olaylarla sürdürülebilir bir hal alacak mı, yoksa hâkimiyet savaşı daha da derinleşecek mi? Bu sorular, önümüzdeki günlerde daha fazla gündeme gelecek gibi görünüyor.