İsrail'in ulusal güvenliği, son yıllarda teknoloji ve askeri strateji ile şekillenmeye devam ederken, ülkedeki en kritik savunma sistemlerinden biri olan Iron Dome (Demir Kubbe) füze kalkanının geleceği şimdilerde ciddi bir belirsizlik içinde. Özellikle son on günde, bu sistemin etkinliği ve dayanıklılığı, ABD'nin sağladığı askeri desteğin azalması ile sorgulanır hale gelmiş durumda. ABD'nin geçmişteki sarsılmaz müttefiki olmayı sürdürmesi, İsrail'in füze savunma kabiliyetini büyük ölçüde artırırken, ABD'nin son dönemdeki stratejik kaynak ayırma azlığı, bu savunma sisteminin dayanıklılığını tehdit eden bir unsur olarak öne çıkıyor.
ABD'ye olan bağımlılık, İsrail'in askeri stratejisinin merkezine yerleşmiş durumda. Son on yılda, ABD, İsrail'e yaklaşık 38 milyar dolar değerinde askeri yardımda bulundu. Ancak son dönemde, Washington'un çeşitli yerel ve uluslararası nedenlerden dolayı bu yardımları azaltma kararı aldığı yönünde yorumlar yükselmeye başladı. Ülkeler arasındaki bu ilişkideki değişim, özellikle Biden yönetiminin Orta Doğu politikalarının yeniden gözden geçirilmesi ile bağlantılı. ABD, kendi iç meselelerine odaklanırken, İsrail’in güvenlik sahasında dışa bağımlılığı daha da belirgin hale geliyor.
Bu süreçte dikkat çeken bir diğer nokta ise, ABD’nin Orta Doğu’daki diğer ülkelerle ilişkilerini güçlendirme çabaları. Suudi Arabistan ile normalleşme hamleleri, İran ile olan müzakereler ve diğer bölgesel gelişmeler, İsrail ile olan askeri ve stratejik ilişkilerin ikincil konuma düşmesine neden oldu. Ülkedeki güvenlik uzmanları, bu durumun, Ortadoğu'da yeni bir güç dengesinin oluşumunu işaret ettiğini dile getiriyor.
Iron Dome, İsrail’in kısa menzilli füzeler ve havan mermilerine karşı en etkili savunma aracı olarak biliniyor. Ancak bu kalkanın etkinliği, sürekli bir şekilde güncellenen teknolojilere ve verilere dayanıyor. Uzmanlar, Amerikan desteğindeki azalmaların, bu teknolojilerin süregeldiği yenilenmeler üzerinde olumsuz bir etki yaratabileceği konusunda uyarıyor. İsrail, kendi yerel sanayisini güçlendirmeye çalışsa da, yüksek maliyetler ve teknolojik kısıtlamalar, bu çabaların önünde büyük bir engel teşkil ediyor.
Uzmanlar, İsrail’in strateji belgesine göre, kendi savunma sanayisini geliştirmek ve diğer ülkelerle işbirliği içerisinde daha etkili sistemler oluşturmak zorunda olduğunu belirtiyor. Ancak, ABD'siz geçirdiği bu son on gün, ülkenin savunma kabiliyetini sorgulatırken, büyük bir belirsizliğin içinde kalmasına sebep oluyor. Bu süreçte, İsrail'in güvenliği için alternatif kaynak ve müttefik arayışları da başlamış durumda. Ancak bu tür bir dönüşüm, uzun yıllar alacak gibi görünüyor.
Sonuç olarak, İsrail'in füze kalkanı olan Iron Dome'un etkinliği, son dönemde zor bir testten geçiriliyor. ABD'den gelen desteklerin azalması, savunma alanında büyük kaygılara yol açarken, İsrail'in gelecekte kendi savunma stratejilerini nasıl şekillendireceği büyük bir belirsizlik taşıyor. Önümüzdeki günler ve aylar, bu durumu daha da netleştirecek gelişmelere sahne olabilir.