Son yıllarda Türkiye ekonomisinde yaşanan dalgalanmalar, birçok sektörü olumsuz yönde etkilemiş ve kapanan şirket sayısında önemli bir artışa yol açmıştır. Sürekli değişen ekonomik koşullar, finansman zorlukları ve ekstra masraflar işletmelerin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Bu haber, özellikle son bir yıl içinde Türkiye'de kapanan şirket sayısındaki artışı ve arkasındaki sebepleri mercek altına alıyor.
Türkiye'de kapanan şirket sayısındaki artışın pek çok nedeni vardır. 2022 ve 2023 yıllarında yaşanan ekonomik kriz, doğal afetler, döviz kurlundaki dalgalanmalar ve yüksek enflasyon oranları gibi faktörler, işletmelerin ayakta kalma mücadelesini zayıflatmıştır. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) bu süreçten en çok etkilenen gruplar arasında yer almaktadır. Ülkemizde, 2023 yılının ilk çeyreği itibarıyla kapanan şirket sayısı önceki yıllara göre %30 oranında bir artış göstermiştir. Bu durum, işletmelerin belirsizlik ve risklerle dolu bir ortamda faaliyet göstermesinin ne kadar zor olduğunu gözler önüne seriyor.
Kapanan şirketlerin ardından işsizlik oranları da artmakta, çalışanların geçim sıkıntısı çekmesine yol açmaktadır. Bu durum, ayrıca yerel ekonomilerin de zarar görmesine neden olmaktadır. Eğer KOBİ’ler kapanmaya devam ederse, Türkiye'nin istihdam yapısı ve ekonomik dengesi büyük bir tehdit altına girebilir. Kapanan her bir işletme yalnızca işsizlik rakamlarını çatışmaya sokmakla kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki ticari dinamizmin de gerilemesine sebep olmaktadır.
Peki, kapanan bu işletmeleri hayata döndürmek veya yeni işletmelerin doğmasına yardımcı olmak için neler yapılabilir? Bu noktada, hükümetin ve yerel yönetimlerin alacağı önlemler son derece önemlidir. Destekleyici politikaların geliştirilmesi, küçük işletmelere yönelik finansal yardımların artırılması ve vergi indirimlerinin sağlanması, bu süreçte atılacak önemli adımlardır. Bu tür önlemler, işletmelerin yeniden yapılanmasını ve büyümesini teşvik edebilir.
Ek olarak, girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması ve iş geliştirme eğitimlerinin verilmesi, genç girişimcilerin motivasyonunu artırabilir. Türkiye’de birçok genç, kendi işini kurma hayali taşırken, bu hayalleri gerçekleştirmek için yeterli bilgi ve desteğe ulaşamıyor. Bu nedenle, girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi ve daha fazla yatırımcıya ulaşım sağlanması, Türkiye ekonomisinin büyümesi açısından kritik bir öneme sahiptir.
Ayrıca, şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerine yönlendirilmeleri, pandeminin ardından iş yapma biçimlerinin de değiştiği bu dönemde işletmelerin verimliliğini artırabilir. Gelişmiş teknoloji ve yazılım çözümleri, işletmelere maliyetlerini düşürme ve pazar paylarını artırma konusunda olanaklar sunmaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye'de kapanan şirket sayısındaki artış, ekonomik gerilemenin ve belirsizliklerin bir yansımasıdır. Ancak bu durumun önlenmesi, hem bireyler hem de ülke ekonomisi için kritik bir öneme sahiptir. Yapılacak doğru politikalar ve destekler sayesinde, iş dünyasının yeniden canlanması ve sürdürülebilir bir büyümenin sağlanması mümkündür. Destekleyici adımlar atmazsak, sadece kapanan işletmeler değil, aynı zamanda gelecekteki iş fırsatları ve istihdam da tehlikeye girebilir.